Roman Opalka: Zamanı Resmetmek

Polonez kökenli Fransız ressam ve fotoğrafçı Roman Opalka, 1931 yılında Fransa’nın kuzeyinde dünyaya gelmiştir. Henüz dört yaşındayken ailesiyle Polonya’ya dönen Roman Opalka, İkinci Dünya Savaşı sırasında ailesiyle birlikte Naziler tarafından tutuklanarak Almanya’ya sürülmüştür. Yaklaşık beş yıl boyunca Almanya’da ailesiyle birlikte hapsedilmiş olan Roman Opalka’nın çocukluğunun bu nedenle kolay geçmediği söylenebilir.

İkinci Dünya Savaşı bittikten birkaç yıl sonra, 18 yaşına geldiğinde, Lodz Güzel Sanatlar Okulu’nda ve ardından Varşova Güzel Sanatlar Akademisi’nde öğrenim görmüş olan Roman Opalka, 1958 yılından itibaren Avrupa’da birkaç okulda ders vermiştir. Bu sayede Polonya’nın sanat dünyasında tanınmasına katkı sağlamış olan sanatçı, Polonya’dan 1977 yılında ayrılarak Fransa’nın güneybatısına yerleşmiştir.

Opalka, kavramsal sanat (Fransızcada “l’art conceptuel”) akımının en ünlü temsilcisidir. Bu akıma göre bir sanat eserinin tamamlanmasından çok neden tasarlandığı ve arkasındaki fikir önemlidir. Kavramsal sanatta bir sanat eserinin nasıl sunulduğu ve bu sanat eseri tamamlandığında ortaya çıkan biçim/şekil çok az önem arz etmektedir. Bu nedenle Opalka: “Her ne kadar fiilen gerçekleştirilmemiş ve yalnızca tasarlanmış/düşünülmüş olsa da her eser, tamamlanmış kabul edilebilir” demiştir. Bu akımın zihinsel yanı ağır bastığından dolayı, temsilcileri eserlerini yaparken matematik, felsefe, sosyoloji v.b. alanlardan faydalanmışlardır.

Opalka “zaman” ve “süre” kavramlarına oldukça ilgi duymuştur. Süre içerisinde varlık, zamanın ağırlığı, zamanın tek yönlülüğü (geri döndürülemezliği), zaman ile ölüm arasındaki bağ v.b. konular ile ilgilenerek, zamanı ve süreci yapacağı bir eserinde gösterebilmeyi arzulamıştır. Bu nedenle kendisi: “Zamanı göstermek istiyorum, zamanın süre içerisindeki değişimini, doğanın gösterdiği zamanı, ancak, ölüm tarafından belirlenen varlığının farkında olan insana has bir biçimde: Geri döndürülemeyen süreç içerisinde yaşanan hayatın duygusunu” demiştir.

Bu amacını gerçekleştirebilmek için Opalka, 1965 yılında Varşova’da “Opalka 1965/1’den Sonsuza (Fransızcada “Opalka 1965/1 à l’infini”)” adlı eserinin yapımına başlamıştır. Toplamda 233 tablodan oluşan bu sanat eseri, “Detaylar” olarak da bilinmektedir ve bu tabloların her birine bir “Detay” adı verilmektedir.

Dikey olarak kullandığı tuval üzerinde gerçekleştirdiği ilk Detay’ının sol üst köşesinden başlayan Opalka, tuval üzerinde soldan sağa ve yukarıdan aşağıya ilerleyerek 1’den itibaren ardışık sayıları yazmaya başlamıştır. Amacı 1’den sonsuza kadar sayıları yazmak olan sanatçı, bir tuvalde yer kalmadığında yeni bir tuvale geçerek, yine aynı biçimde, sayıları yazmaya kaldığı yerden devam etmiştir. Bu tablonun bitebilmesini sağlayacak tek bir şey vardır, o da sanatçının vefatıdır. Bu nedenle Opalka, Detaylar’a onlarca yıl boyunca (yaklaşık 45 yıl boyunca) devam etmiştir ve sonuçta ortaya 233 tabloluk bir eser çıkarmıştır.

Opalka tarafından gerçekleştirilmiş olan ilk Detay. ©medium.com

Bir Detay 196 santimetre uzunluğunda ve 135 santimetre genişliğindedir. Opalka, Detaylar’ın yapımına siyah fonlu tuval üzerine beyaz boya ile başlamıştır. Ancak 1972 yılında 1 milyon sayısına ulaşan sanatçı, çizdiği her tablonun fonuna artık %1 oranında beyaz boya ekleme kararı almıştır. Buna rağmen, sayıları resmederken kullandığı beyaz rengin tonunu hiç değiştirmemiştir. Böylece zaman geçtikçe sayılar, insanın zamanla yok olduğu gibi, gittikçe daha da beyazlaşan fonlu tuvalde yavaşça görünmez olmaya, kaybolmaya ve yok olmaya başlamıştır.

Ayrıca sanatçı yine bu dönemde, yazdığı sayıları Lehçe yüksek sesle telaffuz ederek sesini kaydetmeye başlamıştır. Buna ek olarak Opalka, her çalışma seansının sonunda beyaz bir fon önünde, üzerinde aynı beyaz kıyafet ve yüzünde aynı ifadeyle kendisinin karşıdan fotoğrafını çekerek ortaya çıkan otoportrelerini biriktirmeye başlamıştır. Böylece Opalka, yine kendisinin vefatı ile son bulacak olan ikinci bir esere başlamıştır.

Opalka’nın fotoğraf makinesiyle kendisini çekmesi sonucunda ortaya çıkan otoportreleri. ©medium.com

Opalka 1994 yılında yayınlanmış olan bir röportajında şunları söylemiştir: “Kendi vücudumu, sürecimi, varlığımı bir resimsel kurban olarak kullandım ve bu çalışmanın bedene bürünmüş hâli de hepimizin hayatı gibi bir eser oluyor. Tabloya ne zaman bir sayı eklesem her şey değişiyor. Bir yürüyüş gibi düşünün. Bu yürüyüşte atılan her adım, daha önceden atılan her adımın sürecinin ağırlığının bilincinde. Bu eserde ölümü bile eseri bitirebilmek için bir araç olarak kullanıyorum”.

Hayatının büyük bir bölümünü ancak vefatı ile son bulacak olan iki büyük projeye (Detaylar ve fotoğraf makinesi yardımıyla gerçekleştirdiği otoportreler) adamış olan Roman Opalka, en son 5.607.249 sayısını 233. Detay’a işleyebilmiştir ve 6 Ağustos 2011 tarihinde İtalya’da hayatını kaybetmiştir. Böylece sanatçının her iki eseri de tamamlanmıştır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.