Bugün Afrika’nın en fazla ham petrol üreten devleti olan Nijerya’da ham petrol üretimi, Nijerya’nın ekonomik gelirinin %70’ini oluşturmaktadır. Nijerya’da petrol, ilk kez, Nijer Deltası’nda bulunan Bayelsa eyaletinde 1956 yılında Shell tarafından çıkarılmaya başlamıştır.[1] Bu tarihten itibaren sürekli olarak artan miktarlarda çıkarılmaya devam eden petrol, Nijer Deltası’nı kısa bir süre içerisinde Nijerya’da ham petrol üretiminin merkezi hâline getirmiştir.
Ancak, ekonomik açıdan olumlu görünen söz konusu ham petrol üretimi, çevresel ve sosyal açılardan maalesef oldukça olumsuz sonuçlar doğurmuştur ve doğurmaktadır.[2] Bunun temel nedeni, günümüzde her yıl yaklaşık 40 milyon litre ham petrolün Nijer Deltası’nda petrol borularından sızarak doğaya karışmasıdır.
Ham petrol, ağır metaller ihtiva etmektedir ve bu ağır metaller sızıntı sonucunda toprağa ve su kaynaklarına karışarak doğaya, yerel halkın sağlığına (dolaylı yoldan soluma ve yutma sonucunda), ekonomisine (balıkçılık ve tarım faaliyetlerinin neredeyse yok olması sonucunda) ve güvenliğine (fakirleşmeyle birlikte yasa dışı eylemlerin artması sonucunda) zararlar vermektedir. Bugün Nijer Deltası sakinleri, temiz gıda ve içme suyu bulmakta bile zorlanmaktadırlar.

Nijer Deltası’nda var olan ham petrol sızıntısı yeni değildir ve onlarca yıldır devam eden bu sızıntının miktarının, 1956 yılından beri, artarak devam ettiği belirtilmektedir. 2018 yılında yayımlanmış olan bir araştırmanın tahminlerine göre, 1976-2014 yılları arasında Nijer Deltası’na toplamda 3,1 milyon varil, ağır metal içeren ham petrol dökülmüştür. Bu nedenle, aynı araştırmada, bölge sakinlerinin ağır metal zehirlenmesi tehlikesi altında bulundukları belirtilmektedir.
Alzheimer ve Parkinson hastalıkları, diyabet, kanser ve böbrek rahatsızlıkları, ağır metallerin neden olduğu hastalıklardan bazılarıdır. Bu nedenle, uzun süre boyunca yüksek miktarda ağır metallere maruz kalmak, Nijer Deltası sakinlerinde ciddi sağlık sorunlarına neden olmaktadır. Nijer Deltası’ndaki bebekler nezdinde yapılan bir araştırma, yakınlarda bir petrol sızıntısı olduğu zaman bebeklerin anne karnındaki gelişiminin olumsuz etkilendiğini ve yakınlardaki bir petrol sızıntısının yeni doğan bebeklerin vefat etme olasılığını iki katına çıkardığını göstermektedir.
Nijerya’da çıkarılan ham petrol, Nijer Deltası sakinlerine ve genel olarak Nijerya halkına ekonomik açıdan neredeyse hiç fayda sağlamadığı gibi, Nijerya’nın akaryakıt bağımlılığını da gidermemektedir. Çıkarılan ham petrol işlenerek akaryakıta dönüştürülmek yerine, bu ham petrolün çok büyük bir kısmı ihraç edilmektedir ve Nijerya, tükettiği akaryakıtın önemli bir kısmını ithal etmektedir. Bu nedenle, çıkarılan ham petrol Nijer Deltası’nın, hatta tüm Nijerya’nın, akaryakıt ihtiyacını karşılamakta bile kullanılmamaktadır. Bu nedenle Nijerya’da bazen akaryakıt kıtlığına bağlı krizler yaşanmaktadır.
Petrol şirketleri, yerel halka tazminat ödemek istemediklerinden dolayı, söz konusu sızıntıların petrol borularındaki bakım eksikliklerinden değil, sabotajdan ve hırsızlıktan kaynaklandığını belirtmektedirler.[3] Buna ek olarak, sızıntılarla ilgili kendilerine gelen şikâyetlere çok yavaş yanıt vermektedirler. Öyle ki normal koşullarda şirketler tarafından 24 saat içerisinde cevap verilmesi gereken sızıntı şikâyetlerine petrol şirketlerinin, çoğu zaman birkaç ay sonra baktığı söylenmektedir.
Sızıntılar hakkında hazırlanan raporların büyük bir kısmı da petrol şirketleri tarafından finanse edildiğinden dolayı Nijer Deltası sakinleri, seslerini maalesef duyuramamaktadırlar. Nijerya’da hükümet de petrol gelirine bağımlı olduğundan ve bu gelirini kaybetmek istemediğinden dolayı halkın yanında değil, petrol şirketlerinin yanında yer almaktadır.
Sonuç olarak, Nijer Deltası’ndan çıkarılan ve ülkede yalnızca çok küçük bir grubu zenginleştiren petrol, Nijer Deltası’nda pek çok sıhhi, ekonomik ve sosyal sorunu beraberinde getirmektedir. Nijer Deltası sakinleri, öncelikle bu sızıntıların bir an önce kesilmesini, daha sonra ise petrol şirketlerinin kendilerine tazminat vermelerini istemektedirler. Ancak, yapılan tahminlere göre Nijer Deltası’ndaki petrol kirliliğinin temizlenmesi, 30 yıllık bir temizlik çalışması gerektirecektir. Ayrıca, bölgeyi kirleten petrol şirketleri de temizlik yapmayı henüz maalesef düşünmemektedirler. Bu nedenle sızıntı sorununun kısa vadede çözülmesi pek kolay olmayacaktır.
[1] Bugün Nijer Deltası’ndan en fazla petrolü çıkartan iki şirketin Shell ve Eni olduğu belirtilmektedir.
[2] Nijerya’da petrol üretimi, ayrıca, ülkede yolsuzluğa da neden olmaktadır.
[3] Bazen petrol boruları, ham petrolü işleyerek akaryakıta dönüştürüp Nijerya halkına satan kaçakçılar tarafından da ham petrol elde edebilmek amacıyla parçalanabilmektedir.