Myanmar (Birmanya) halkının %90’a yakın bir kısmı Budist’tir. Bu Budist kesimin oldukça büyük bir kısmının da Theravada Budizmi olarak adlandırılan Budizm dalına mensup olduğu belirtilmektedir. Theravada Budizmi’nin Pali dilinde yazılmış olan öğretileri, M.Ö. 1. yüzyılda “Tipitaka” (veya “Tripitaka”) adı verilen bir eserde toplanmıştır.
1853-1878 yılları arasında Myanmar’ı yönetmiş olan Kral Mindon, Theravada Budizmi’ni ölümsüzleştirmek için Tipitaka’yı dikili taşlara yazdırma kararı alır ve kralın emri üzerine 1857 yılında Tipitaka, dikili taşlara işlenmeye başlar. 11 yıl boyunca Tipitaka toplamda 730 dikili taşa işlenir/yazılır ve böylece 1868 yılında dünyanın en büyük kitabı olan “Kuthodaw Pagodası” ortaya çıkmış olur. Yani söz konusu “dünyanın en büyük kitabı” aslında bu önlü arkalı yazılı olan 730 dikili taşın oluşturduğu bütündür.[1]
730 dikili taşın 729’u “stupa”[2] adı verilen kubbeli ve küçük evlere benzeyen beyaz yapıların içine kapatılmıştır.[3] 730. dikili taş ise merkezde bulunan ve altın rengi olan büyük stupanın içerisindedir. Bu stupalar Budistler için kutsal bir bütün oluşturduğu için söz konusu 730 dikili taştan oluşan dinî bütüne “pagoda” adı verilmiştir. Myanmar’ın Mandalay şehrinde bulunan söz konusu pagodayı oluşturan dikili taşların her biri 1,5 metre boyunda ve 13 santimetre kalınlığındadır. Bu dikili taşların toplamda 430 tondan daha ağır olduğu belirtilmektedir.

1880’li yılların ortasında Kuthodaw Pagodası, Britanyalı askerler tarafından yağmalanmıştır. Dikili taşların yazımında altın mürekkep kullanıldığı için Britanyalı askerlerin özellikle bu altınları kazıyarak çaldıkları belirtilmektedir. Yaşanan bu yağma olayından sonra pagoda 1892 yılında restore edilmiştir ve bu kez altın mürekkep yerine siyah renkli mürekkep kullanılmıştır.
Bugün hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgisini çeken Kuthodaw Pagodası, UNESCO tarafından 2013 yılında Dünya Belleği Kütüğü’ne kaydedilmiştir.
[1] Bu da toplamda 1460 sayfalık bir kitap demektir.
[2] “Stupa” ve “Pagoda” terimleri arasındaki fark aslında pek de belirgin değildir. Ancak bu yazıda “Stupa” terimi dikili taşları içerisinde bulunduran yapıların her birini, “Pagoda” terimi ise stupaların oluşturduğu bütünü anlatmak için kullanılmıştır.
[3] Dikili taşların stupaların içine konmasının en önemli nedenlerinden biri dikili taşları doğal ve beşerî zararlardan korumaktır.