Fransa’da Sokağa Çıkma Yasağı Nasıl Kaldırılacak?

17 Mart 2020 tarihinden beri evine kapanmış olan Fransız halkı, Covid-19’un Fransa’da yayılması ile ilgili alınan herhangi bir olumlu haberde hemen sokağa çıkma ve ilkbaharın tadını çıkarma eğilimindedir. Bu nedenle Başbakan Edouard Philippe “virüsün tatil yapmadığını” ve “sokağa çıkma yasağının, ‘bulunduğu yerden başka bir yere gitmemek’ anlamına geldiğini” Fransız halkına hatırlatma ihtiyacı hissetmiştir. Başbakan tarafından yapılan bu açıklamaların temel nedeni, sokağa çıkma yasağından sıkılmış olan halkın sokağa inerek virüsün bir kez daha yayılmasına neden olmasını engellemektir.

Edouard Philippe, yine aynı konuşmasında, “sokağa çıkma yasağının hemen yarın son bulmayacağını” belirterek halkı, acele etmemesi konusunda uyarmıştır. Bunun temel nedeni, hükümetin kısa bir süre içerisinde sokağa çıkma yasağını “tamamen” kaldırma fikrine pek sıcak bakmıyor olmasıdır. Fransa için “sokağa çıkma yasağının bir kerede, ülke genelinde ve herkes için iptali” pek mümkün görünmemektedir. Fransız hükümeti, daha çok “aşamalı/adım adım” bir sokağa çıkma yasağı iptali öngörmektedir ve bu fikir kapsamında bazı senaryolar üzerinde çalışmaktadır.

Fransız Hükümeti Neden Sokağa Çıkma Yasağının “Tek Seferde ve Genel Olarak Kaldırılması” Fikrine Sıcak Bakmamaktadır?

Vaka ve vefat sayısı her ne kadar azalsa da Covid-19 gibi çabuk yayılma riski olan bir virüste, sokağa çıkma yasağını kaldırmadan önce halkın yüzde kaçının bu virüse karşı bağışıklık kazandığı konusuna dikkat edilmesi gerekmektedir. Cenevre Üniversitesi’nde kamu sağlığı üzerine çalışan Antoine Flahaut’ya göre “nüfusun %70’i Covid-19 karşısında bağışıklık kazanmadığı sürece (sokağa çıkma yasağının kaldırılması durumunda) hastalığın yayılmaya tekrar başlama riski bulunmaktadır”.

Eldeki verilere göre Fransa nüfusunun şu anda yalnızca “%10 ile %15’lik bir kesimi Covid-19’a karşı bağışıklık kazanmıştır”. Bu “toplumsal bağışıklık” oranı, tahmin edilenden daha düşüktür ve bu nedenle Fransız hükümeti, nüfusun yaklaşık %60’lık bir kesimi Covid-19’a karşı bağışıklık kazanmadan, dışarı çıkma yasağını tamamen kaldırmayı düşünmemektedir. Bu nedenle hükümet, bu toplumsal bağışıklık oranına ulaşılıncaya kadar, sokağa çıkma yasağını aşamalı olarak ve kısmen kaldırmayı planlamaktadır. Bundan dolayı da bu aşamalı senaryolar üzerine çalışılmaktadır.[1][2]

Fransız Hükümeti Tarafından Öngörülen “Sokağa Çıkma Yasağını Aşamalı Olarak Kaldırma Senaryoları” Nelerdir?

Her ne kadar bu senaryoların neler olduğu ve içerikleri hükümet tarafından resmen açıklanmamış olsa da Başbakan Edouard Philippe, geçtiğimiz günlerde yaptığı bir konuşmasında, sokağa çıkma yasağının bitiş tarihinin “bölgelere ve yaş gruplarına göre farklılık gösterebileceğini” duyurmuştur. Her ne kadar bu açıklama, hükümetin elindeki senaryolar ile ilgili çok az bilgi sağlamış olsa da geçtiğimiz günlerde Le Monde tarafından hükümetin uygulamaya koyabileceği bazı senaryolardan bahsedilmiştir. Toplumsal bağışıklık oranı yükselene kadar Fransız hükümeti tarafından uygulamaya konması planlanan senaryolardan bazıları şunlardır:

Yerel Sokağa Çıkma Yasağı: Bu senaryo “yalnızca vaka sayısının zirveye ulaşıp artık düşmeye ve hastanelerin de artık boşalmaya başladığı bölgelerde sokağa çıkma yasağının kaldırılması” fikrine dayanmaktadır. Fransız hükümetinin, bu senaryoya olumlu baktığı söylenmektedir. Ancak bu senaryonun uygulamaya konması durumunda hükümetin şehirlerarası ve bölgelerarası geçişleri çok sıkı kontrol etmesi gerekecektir. Bu nedenle ülke içerisinde karayolu, demiryolu ve havayolu ulaşımı oldukça kısıtlanacaktır.

“Dur ve Devam Et” (Stop-and-Go): Bu senaryo “sokağa çıkma yasağını tek ama uzun bir döneme yaymaktansa kısa ve birden fazla dönemlere yaymak” fikrine dayanmaktadır. Bu senaryo kapsamında halk, kısa dönemler hâlinde (birer hafta, on beşer gün v.b.) sırasıyla bir “sokağa çıkma yasağı dönemi”, bir “normal yaşam dönemi” yaşayacaktır. Bu kısa süreli kapanma ve açılma dönemlerinin uzunluğu ise vaka sayısının artışına ve hastanelerin toplam kapasitesine göre belirlenecektir. Böylece hastanelerin dolması da engellenmiş olacaktır. Ancak bu uygulama, hastalığa karşı verilen savaşı çok uzun bir süreye yayacaktır.

Halkın Yalnızca Bir Kesimine Sokağa Çıkma Yasağı: Bu senaryo “nüfusun bir kısmı sokağa çıkabilirken diğer bir kısmının çıkamaması” fikrine dayanmaktadır. Sokağa çıkamayacak olan kesim şöyledir: Hastalığı taşıyanlar, hastalık kendisi için oldukça fazla risk barındıranlar (yaşlılar, solunum rahatsızlığı olanlar, hamileler v.b.). Sokağa çıkabilecek olan kesim ise şöyledir: Hastalığa karşı bağışıklık kazanmış olanlar, hastalık kendisi için oldukça az risk barındıranlar (genç ve sağlıklı olanlar). Ancak bu durumda, hem korunmak istenen kesime hastalığın bulaşmasının büyük oranda engellenebileceğinin hem de dayanıklı olarak kabul edilen kesimin ciddi bir kısmının hastalıktan hayatını kaybetmeyeceğinin garantisi maalesef yoktur.

Büyük Kapasiteli Test, Karantina ve Takip: Bu senaryo üç adımdan oluşmaktadır. Öncelikle nüfusun büyük bir kesimine test yapılarak hastalık bulaşmış kişiler tespit edilecektir. Daha sonra, test sonucu pozitif çıkan kişiler karantinaya alınacaklardır. Bir sonraki adımda ise testi pozitif çıkan kişilerin yakın irtibat hâlinde oldukları kişiler takip edilecektir ve hastalığın daha da yayılması önlenecektir. Ancak, birinci adımda milyonlarca kişiye test gerçekleştirilmesi çok zor bir iştir. Ayrıca testi negatif çıkan kişilerin de daha sonradan tekrar teste tabi tutulması gerekmektedir. Buna ek olarak, üçüncü adımda testi pozitif çıkan kişilerin yakın irtibat hâlinde olduğu kişilerin takip edilmesi de büyük ölçekli bir iş olup bu işin gerçekleştirilmesi ciddi bir altyapı ve çalışma gerektirmektedir.

Fransa’nın ne türden bir politika uygulayarak sokağa çıkma yasağını aşamalı olarak kaldıracağı zamanla görülecektir. Ancak, yalnızca Fransa’da değil tüm dünyada Covid-19 ile mücadele uzun soluklu olacaktır. Eski hayata dönüş bu nedenle hemen yarın gerçekleşmeyecektir. Bu uzun mücadele esnasında, sokağa çıkma yasağı aşamalı olarak veya tamamen kaldırılsa da halkların, alınan sosyal mesafe ve hijyen önlemlerine uymaya devam etmesi kesinlikle gerekecektir.


[1] Ancak böyle bir durumda yalnızca “kimin hastalığa yakalandığı” ile ilgili değil, bir de “kimin hastalığa karşı bağışıklık kazandığı” ile ilgili farklı bir test yapılmalıdır. Bu durum da farklı bir iş yükünün doğmasına neden olacaktır. Çünkü hastalığa yakalanıp bağışıklık kazanan kişiler bazen hiçbir semptomu göstermeden hastalığı kolayca atlatmaktadırlar.

[2] Diğer bir sorun da Dünya Sağlık Örgütü’nün, Covid-19’a karşı insanların kalıcı bağışıklık kazanabildiği konusunda kesin bir yanıt vermemiş olmasıdır. Dünya Sağlık Örgütü, Covid-19’a karşı kalıcı bir bağışıklığın sadece mümkün olduğunu belirtmiştir. Ayrıca Covid-19 virüsünün ilerleyen dönemlerde mutasyona uğrayabilmesi de söz konusudur.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.